"Dakika 71..
Fenerbahçe yedek kulübesinde bir hareketlilik var..
Evet Semih oyuna giriyor sevgili futbolseverler..
Genç Semih oyuna girecek birazdan.."
Bu cümleyi duyunca içini bir heyecan kaplardı tüm Fenerbahçelilerin. Maç sıkıntıdaysa,takım kötüyse,yapılan ortalar defanstan geri dönüyorsa,doldur-boşaltlar kolayca uzaklaştırılıyorsa,o beklenilen gol bir türlü gelmiyorsa,bu cümleleri duymak için ikinci yarının başından itibaren dakika sayardık hepimiz..
Sayardık ki,Semih girsin,atsın şu golü artık diye..
Bir 2002-03 sezonu vardır mesela,tüm Fenerbahçelilerin aklında kara leke olarak kalan bir sezon.Tek güzelliği 6-0'lık Galatasaray galibiyetidir.Osezon 2 tane pırlanta gibi genç kazandırdı aslında bize.Biri "Gideceğim buralardan." dedi. Middlesbrough,Stoke City,Wolfsburg,Bolton derken yapamadı herkesin beklediği patlamayı.Yapamadığı gibi,kendisinden çok bizi üzdü;ama hepimiz biliyoruz ki,"Dönüyorum" dese hava alanını tıka basa doldurur bu taraftar yine.
Diğer genç ise "Gitmeyeceğim.Arma için oynamak,kariyerden daha önemli." dedi.Her sezon sonu ve ortası Hertha Berlin'e gönderilse de Fotomaç tarafından ısrarla,kıpırdamadı bir yerlere..
Türk Futbol Tarihinde eşine az rastlanılan,belki de hiç rastlanılmamış ve rastlanılmayacak bir futbolcuydu o..
Meşhur dakikası geldiğinde,ki şaşmazdı genelde,71 dedi mi görürdük kenarda..
Bir yandan hocasını dinliyor,son taktikleri alıyor;öbür yandan da eğilmiş tozluklarını ayarlar,bağcık bağlardı..
Sonradan girip çevirdiği maç sayısı o kadar fazla ki,herkesin aklına farklı maç gelir adını duyunca..
Kimi Hırvatistan'ı düşünür,kimi İsviçre'yi..
Kiminin aklı Sevilla maçındadır,kiminin TT Arena'ya gider 1-1 eşitlik getirir derbiye..
'Hem penaltı hem gol' kalıbını literatüre sokan adamdır o..
2.Daum döneminde içerde Manisa,dışarda Antalya maçları vardır,kalp damarlarını sıkıştıran,ama onun yetiştiği..
Yetişemediği maçlar da oldu elbet,ama herkes görmezden geldi..
Ne zaman formdan düşse;"Bizim çocuk o,1-2 haftaya toparlar,en kötü 1 gol atsın,gelir kendine yine" dendi..
Nitekim öyle de oldu.Hep attı o toparlanmayı sağlayacak golü..
Sonrası malum.O meşhur gün,3 Temmuz geldi..
Herkes gibi kalacağım dedi..İster Bank Asya;ister Amatör..
Gitmek zorunda kalanların biri en büyük rakibiydi.Rakipdediğim mevki..Mamadou..
Dedik sağlık olsun..Semih'imiz var bizim..Genç Semih'imiz..
Yıllardır kulübedeydi;artık geldi ilk 11 vakti..
Eküri uydurdular bir tane,adı da Bienvenü imiş..
Önce merak ettik de sonra bir baktık Semih'în 10 gömlek altı..
Tamamdır artık heralde,bırakmaz Semih formayı..Hattrickler havada uçar..
Ama olmadı..Genç Semih 10 sene yaşlandı sanki 6 ayda..
Ne ilk 11'de,ne de 71'de..
Her geçen gün geriye gitti..Her geçen gün daha çok üzdü ona güvenenleri..Ona gönül verenleri..
Fırsat bu fırsat..
Basın durmadı tabi..
Hertha Berlin'e göndermiyordu bu sefer ama..
Aykut Hocayla kavgalı olmasından tut;
Galatasaray'a,Milli Takımdan hocası Fatih Terim'in kanatları altına sokmalar..
İlk defa suskundu bu kadar..
Hem o,hem sevenleri..
Bir yanı "Gitsin artık" derken;
bir yanı sızlıyordu insanın..
Bizim çocuktu o,'Genç Semih'imizdi..
Yaman bir çelişki söz konusuydu..
Ancak ne olursa olsun gitmemeliydi Semih..
Çubukluya dönmeli,gollerisıralamalı,yüzük parmağını öpmeliydi yine..
Eskisi gibi..
Maç öncesi çağıralım,koşsun tribüne,yumruk şov yapmasın yine..
Elini koysun bağrına,eğilsintribüne doğru..
Çok özledik çok..
Geri dön Semih..
Kendine dön Şentürk..
Hazırlan,gir oyuna,at o son dakika golünü,uçur bizi,çıldırt bizi Genç Semih..